Hikaye | Kategoriler | Hikayeler
Kedi Eti Yedi
Geçimini zorla temin eden fakir, yumuşak huylu bir adam vardı. Ağzı var, dili yok olan bu adamın müsrif ve hilekar bir karısı vardı. Adam eve ne getirse hemen harcar, boşa giderirdi. Adam da korkusundan sesini çıkaramazdı.
Bir gün adam, misafirini ağırlamak için bin bir sıkıntıyla 2 Kg. et aldı, eve getirdi. Kadın eti kebap edip komşularıyla bir güzel yedi. Akşamüstü adam misafiriyle beraber eve geldi. Hanımına:
- "Hanım! Biz geldik, yemek hazır mı?" diye seslendi. Kadın üzgün bir halde:
- "Ah efendi, başıma neler geldi, bir busen. Senin gönderdiğin eti tam pişirecektim ki, bizim tekir kedi eti aldığı gibi kaçtı. Arkasından çok koştum ama yetişemedim. Napalım, sağlık olsun. Haydi şimdi git yine et al da gel" dedi.
Adam karısının huyunu bildiği için sesini çıkarmadı. Ama şüphelenmişti. Hizmetçisini çağırıp:
- "Aybek, çabuk teraziyi getir, bizim kediyi tartacağım." Aybek teraziyi getirdi. Adam kediyi tarttı, kedi 2 Kg. geldi. Hanımına:
- "Hanım! Bu kediyse, söyle et nerede? Yok etse, bizim kedi nerede?" dedi.
ÖĞÜTLER:
* Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Hile ve yalana başvuranın yalanı çabucak ortaya çıkar. Çünkü gerçekler saklanamaz.
* Suyla yağın Resûlullah (s.a.v.) birbirine karışmadığı gibi, doğruyla yalan da birbirine karışmaz.